“KALEM EFENDİSİ” TÜRK MATEMATİKÇİYE BÜYÜK ONUR

Geçen hafta iş için gittiğim Ankara’dayken öğrenmiştim, Yalçın Yıldırım’ın aldığı ödülü. İşlerden vakit bulup babamın Bilkent Üniversitesi Matematik Bölümü’ndeki ofisini ziyaret ettiğimde, ilk söylediği şeylerden birisiydi Cem Yalçın Yıldırım’ın Cole ödülünü aldığı.

Çok iyi konu, Radikal’deki ilk yazılarımdan birisi olabilir diye düşünmüştüm… Ancak geçtiğimiz haftasonu Hürriyet yazarı İsmet Berkan’ın önce davranacağını nereden bilebilirdim!..

Hürriyet’teki haberde belki biraz da ilgi çekmek için başlığı “Matematiğin Nobeli Türk’e” şeklinde atılmıştı. Aslında herkes bilir ki matematik alanında Nobel’e denk düşecek tek ödül vardır, o da Fields Madalyası’dır. Fields Madalyası, matematikte çığır açacak işler yapmış ve 40 yaşın altında bunu başarabilmiş olanlara verilir. Kısacacı bu ödülü ancak yaşayan dahiler alır ve matematikte Nobel ödülü verilmediği için bu dalın Nobel’i diye adlandırılır!..

Radikal Portal’da başlayacak olan köşem ve haber-yorum yazılarımdan ilki:

http://www.radikal.com.tr/hayat/kalem_efendisi_turk_matematikciye_buyuk_onur-1157928#

cem1 Okumaya devam et

EYY CERN!..

CERN’de internet keşfedildi

Türkiye’de yakın geçmişte Youtube 1 yıl yasaklandı; Internet “paket mantığında” ufaktan sansürlendi

CERN’de Tanrı Parçacığı keşfedildi

Ama Atom Enerjisi Kurumumuz (TAEK) geçen yıl CERN’e üyelik başvurumuzu geri çekmeyi uygun görmüş, bu karar devlet tarafında da onaylanmıştı… “İzleyici ülke” olmuştuk bile…

Başbakanımız; “Milli İlaç” ve “Milli Aşı” keşfedin dedi…

Çevre ve Şehircilik Bakanımız; Bizden keşif çıkmaz, konum olarak müsait değiliz; “ara eleman” olalım dedi

Başbakanımız; “Eyy Nobel…” dedi…

CERN’de yapılan keşiflere Nobel gitti.

CERN keşfetmiş biz yasaklamışız.

CERN ödül almış, biz ne gerek var bunlara demişiz?..

CERN’e İsrail bile girmiş, biz üyelikten çıkmışız.

Daha ne diyelim?!…

cernnobel

En yakında zamanda “izleyici ülke” ve “ara eleman” olmanın yeterli olabileceği mantığından kurtulmak zorundayız.

Resmini yüksek bedellere satmayı hedefleyerek çizen bir ressamın; çok satması hedeflenen bir parça yapmaya çalışan bir müzisyenin ürettiği eserden nasıl bir şey olmayacağını biliyorsak destek verdiği bilimsel çalışmaların sonucundan illa gelir elde etmeyi amaçlayan bir ülkenin biliminden de bir şey olmayacağını anlamalıyız artık!..

———————————————————————————————————
Nobel Fizik Ödülü bugün dolaylı yoldan CERN’e verildi… Higgs’in Nobel almasının sebebi CERN’de yapılan keşiflerdir sonuçta. Bunun olacağından o kadar emindim ki yazıyı önceden hazırlamakta hiç sakınca görmedim bile.
Ve bizim için bir kez daha CERN ile ilgili aldığımız tam üyelik başvurmuzu geri çekme kararımızı değerlendirme zamanı geldi çattı.
———————————————————————————————————

GEREKSIZ BILGININ GEREKLILIGI

Günümüzde işe yarar ne varsa, günlük hayatımızda kullandığımız her şey, geçmişte “kalem efendisi” olarak adlandırabileceğimiz insanların bulduğu gereksiz bilgiler sayesindedir!..

Gelmiş geçmiş en önemli matematikçilerden olan Gauss’un, tarihin en önemli fizikçilerinden olan Maxwell’in ve hatta Albert Einstein’ın gereksiz işlerle uğraşan bir dizi şarlatan olduğu söylense ne derdiniz? Okumaya devam et

TOPLUMSAL HISSIZLESMEYE ILAC OLARAK KALEM EFENDILIGI

Duyarsızlaşma bir insanın içine düşebileceği en vahim ve geri dönülmesi zor durumlardan biridir. Duyarsızlık derken aslında hissizleşmeyi, çevresel etkenleri artık umursamaz noktaya gelmeyi kastediyorum. Her insanın içinde doğal olarak var olan merak kaybolur, şaşırma azalır ve unutkanlık yaşamın bir parçası haline gelir.

duyarsızız

Hissizleşmenin en temel semptomları olarak iki kavramı görüyoruz: Unutkanlık ve şaşıramama!..

Artık Türkiye’de ne olsa şaşırırız?!.. Ne olsa bu kadar da olmaz diyebiliriz hiç düşündünüz mü? Okumaya devam et

MILLI BILIM ILE MILIMETRIK ILERLEME

Türkiye’de artık bir çok konuyu, doğru perspektiften görebilmek için, biraz bekleyerek değerlendirmek gerekiyor. Tabi ki bir miktar, tatil yüzünden verdiğim bir haftalık ara için mazeret de bulmaya çalışıyorum! ancak samimi olarak bunun artık ülkemizde herhangi bir konuda fikir belirtmek için en doğru yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Neden mi? Son 1 aydır Türkiye’de bilimsel konularda olan şeylere şöyle bir bakalım, her biri kendi başına bir yazı konusu olan bu olaylar art arda sıralandığında insana bir perspektif veriyor;

Tarih 15 Temmuz 2013; Başbakan’ın yaptığı “milli aşı” bulma çağrısı dolayısıyla TÜBİTAK öncelikli destek alanları hibe programı içerisine bir anda bu konuyu da aldı. Açılan hibe programında kızamık, kabakulak, kuduz, kırım-kongo gibi hastalıklara tamamen yerli olanak ve imkanlarla aşılar bulunmasına yönelik destek verileceği açıklandı. 1003 Öncelikli Destek Alanları kapsamına giren bu programda projeler hangi konuda olursa olsun en fazla 36 ay süreli, bütçeler ise en fazla 2.5 milyon lira olabiliyor. Okumaya devam et